4 Mayıs 2014 Pazar

Bir Pazar Akşamüstü


  Evden çıkmak içimden hiç gelmediği halde güneşin ışıltısı beni dışarı davet ediyordu.Giydim spor ayakkabılarımı ve düştüm yollara. Su sesi dedim her zaman iyi gelir insana. Otobüsten sahile bir 50 metre kala indim. Ve Queen East ' teyim. Boylu boyunca uzanan sahile birkaç adım kala,ağaçların arasından göz kırpıyor dalgalar.İşte sonsuzluk "bu" dedim içimden , huzur kelimesinin karşılığı bu olsa gerek...Her ayrıntısını aklıma kazıyana dek baktım etrafıma.Ayakkabılarını bir köşeye fırlatıp kumda oynayan çocuklar,köpekleriyle kucaklaşan insanlar,ailecek  paten kayan mutluluk tablosu  , ( arka planda barbekü kokusu ) yürüyen babasını scooter 'ı ile yakalamaya çalışan ufaklık... 6 ay süren kışın ardından herkes halinden memnun ve güneşin  tadını doyasıya çıkartıyordu. İnsanı yalnızlığıyla bile barıştıran bir gündü anlayacağınız :) 

26 Nisan 2014 Cumartesi

Farketmeden..


    İnanmakla inanmamak arasındaki o görünmez çizgeden inanma sahasına geçmek, belki herhangi bir insanın  ömrü kadar uzun ya da bir dakikanın altmışta biri kadar kısa da sürebilir. Peki ya geri dönüş ?
    Elimizde bulunan çift taraflı biletlerin gidiş yönü çok pahalı ve elde edilmek için canla başla çalışılıyor. Ama herkes temkinli , kimse giderken nasıl döneceğini hesaba katmak istemiyor.Çünkü dönüş biletleri giderken taşıdığımız umutları barındırmıyor.